16.4.17

İşe Yarar Bir Şey



Leyla gibi biri neden lise arkadaşlarıyla buluşma yemeğine gider ki? 
Yirmi beş yıldır hiçbir lise yemeğine gitmemiş.. 
Üstelik 16 saat süren bir tren yolculuğuyla! 

Hemşirelik son sınıf öğrencisi Canan, o niye trende? 
Gönlünde oyuncu olmak varken hemşire adayı olarak hiç istemediği bir iş görüşmesine gidiyor. 

Peki Yavuz? 
Hareketsiz yatıyor bir pencerenin önünde, seyyar satıcıları, faytonları, sokaktaki insanları izliyor bütün gün. 
Canan’ı bekliyor, belki de Leyla’yı, belki de bir gece treninde yolları kesişen katil ile şairi.


Pelin Esmer: Her şey tek bir cümleyle başladı


Yönetmen Pelin Esmer, her şeyin tek bir cümleyle başladığını, bir gün Barış Bıçakçı’nın kendisini arayıp “şair bir kadınla ilgili bir film yazmaya ne dersin?” diye sormasıyla senaryo sürecinin başladığını anlattı. 





Esmer, daha önce hiç ortaklaşa senaryo yazmadığı için önce tereddüt ettiğini söyledi. 

Uzun bir ara verdikten sonra sinemaya dönen Başak Köklükaya, zamanın hızlı geçtiğine dikkat çekerek, Pelin Esmer’den gelen bu teklif üzerine çok heyecanlandığını ve çok mutlu olduğunu söyledi.

Filmin bir diğer oyuncusu Öykü Karayel, “5 sene önce Gözetleme Kulesi için Pelin Esmer’le görüşmüştük. O zaman beni seçmemişti. Onunla çalışmayı hep istiyordum. Böyle bir teklif gelince hemen kabul ettim” dedi. 

Oyuncu Yiğit Özşener ise çekimlerin keyifli, fakat bir o kadar da derin geçtiğini söyledi.





Yönetmen: Pelin Esmer / Senarist: Pelin Esmer, Barış Bıçakçı / Görüntü Yönetmeni: Gökhan Tiryaki / Kurgucu: Pelin Esmer, Evren Luş / Oyuncular: Başak Köklükaya, Öykü Karayel, Yiğit Özşener / Yapımcılar: Pelin Esmer, Marsel Kalvo / Ortak Yapımcılar: François D’Artemare, Frans Van Gestel, Arnold Heslenfeld, Mehmet Aktaş / Yapım Şirketi: Sinefilm, Mars Prodüksiyon / Dünya Hakları: Sinefilm / Türkiye / 2017 / DCP / Renkli / 104´




Filmin mmknmrtb notu :: 

Hayatının ikinci yarısında 'dışardan avukat, içerden şair' görünümlü bir yaşantı sürdüren bir kadın; ve onun, yolculuğun hemen öncesinde tanışıp, bir tren yolculuğu boyunca da hemen hemen tüm sırlarına eriştiği -aslında oyuncu olmak isteyen- bir hemşire kız; ve de -şair olanı bir sürpriz etkisi yaratsa da- her iki kadını ve ölümünü, bir yatağa mahkum olarak, tüm kabullenmişliği, hatta ruh dinginliğiyle bekleyen, bedeninin boynundan aşağısını hissedemeyerek kullanamayan bir adam..

Filmin -tam anlamıyla- ana ekseni durumunda olan 'Şair Kadın'ın hakkını verircesine, adeta bir şiir gibi kurgulanıp anlatılan ve tabii görüntülenen İşe Yarar Bir Şey, senarist yönetmen Pelin Esmer'in mesleki olgunlaşmasını tamamladığını müjdeleyen, 'derin' bir drama..




Bencileyin- hassas ve duygusal her insanın, uzun yolculuklarda camdan bakarak, o yörede o saniyeler içinde yaşanması muhtemel 'içsel ve uçucu' öyküler uydurmasını akla getiren, tren camından dışardaki dünyaya bakış sahnelerinin şiirselliğini; benzer bir biçimde, felçli adamın, penceresinden izlediği -adeta loop'a alınmışcasına- döngülenen bir günlük yaşantı kesitinin betimlenmesi gibi, filmin etkisini güçlendiren ayrıntıları zikretmem gerek..




Bu arada, genel görüntüdeki üst düzey kalitenin yanı sıra, parlak ve saydam yüzeylerde oluşan belli belirsiz portre yansımalarıyla karakterlerin adeta ruhuna giriş yapan kadrajları ayrıca dikkatimi çeken görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki'nin, filme olan katkısını belirtmeden de geçmek olmaz..

Ve son olarak; neredeyse on yıldır filmlerde görünmeyen, sinemamızın en iyi aktrislerinden Başak Köklükaya'nın mükemmel performansını izlemek için bile sırf, bu filme gidilir; ve ondan bu denli uzak bırakılmamızın müsebbibi her kimse eğer, ona da -bi güzel- lanet edilir..

8  /10