3.1.17

İvan İvanoviç Var mıydı Yok muydu? :: Bir Diktatör Yaratmak



Nâzım Hikmet’in 1954 yılında Moskova’da yazdığı ve her dönem güncelliğini koruyan eseri İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu? Emrah Eren rejisi ve Tiyatroadam yorumu ile yeniden sahneleniyor!

Tiyatroadam’ın 10. sezonunda, Barış Dinçel imzası taşıyan etkileyici dekoru ile sahnelenen İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu?; dürüst ve naif bir insanın otoriteye boyun eğip kendini beğenmiş bir yöneticiye dönüşmesini, komik ve bir o kadar da trajik bir dille anlatılıyor.

Oyun, Rusya’nın taşra kasabasında geçer.
Petrof, insanlara kâğıtlardan çok inanan, kasabanın en sorumlu, mevki sahibi amiridir.
Dürüst, yardım sever, iyi bir insan olan Petrof’u bütün kasaba halkı sevip saygı duymaktadır.
Peki ya otorite? Petrof otorite sahibi midir?




Erdemleri ve otoritesi arasında sıkışmış bir insanın, her çağda karşılaşılan, çok tanıdık, hatta başımıza gelebilecek değişiminin/dönüşümünün yarı tatlı öyküsüdür bu...
Trajik, komik, hipnotik bir öykü... Peki, ama bu öyküde İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu?

Yönetmenliğini Emrah Eren’in yaptığı oyununun, dekor ve kostüm tasarımında Barış Dinçel, ışık tasarımında Yüksel Aymaz, hareket düzeninde Esra Yurttut imzası var.
Oyuncu kadrosunda ise Aşkın Şenol, Baransel Gürsoy, Berk Yaygın, Deniz Özmen, Fatih Koyunoğlu, Gökhan Azlağ, Pınar Tuncegil yer alıyor.




Oyunun mmknmrtb notu ::

İki yıl önce yaptıkları, Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı adlı Bertolt Brecht oyunuyla hayranlığımı kazanan Tiyatroadam oyuncuları bu kez bir Nazım Hikmet eseri yorumluyorlar.. ki yine titiz bir yönetim ve üst düzey oyunculuklarla kotarılmış, kusursuz bir çalışma ortaya çıkmış..  

İnsanlara değer veren, onlara her zaman yardımcı olmaya çalışan 'güzel' bir insanın, bürokraside 'amir' olma sürecinin hemen başlarında değişerek, karşısındaki insanı kendisiyle "eşit" biri gibi değil de, yönetilmesi hatta güdülmesi gereken bir 'koyun' gibi görmesi; ona saygı göstermediği halde ondan saygı, sevgi ve pohpohlama beklemesi, bunu bulamadığı zaman da esip köpüren kibirli bir 'otoriter'e dönüşmesinin ibretlik hikâyesi..

Bu değişimi sağlayan, müstakbel 'diktatör'ün çevresi midir?.
Hani, yanından hiç ayrılmayarak onu sürekli olarak otorite kurmaya teşvik eden İvan İvanoviç midir mesela bunu gerçekleştiren?.
Yoksa hepimizin içinde birer İvan İvanoviç mi gizli; o müsait zamanı bekleyen?.
Ya da?.




Belli ki bu oyun, Stalinizm'e yönelik getirdiği -uyarı mahiyetinde- önemli bir eleştiridir Nazım Hikmet'in; lâkin, tüm ülkeleri ve zamanları kapsayan bir evrensellik içerdiği de kuşkusuzdur..

Filhakika, Otoriter Efendi'yi büyük bir başarıyla canlandıran Fatih Koyunoğlu'nun -özellikle 'nutuk atma' performansı sırasında- kahkahayla coşmuş seyircinin aklına getirdikleri, onlara hiç de yabancı değildir..

Oyundan bağımsız -ya da bağımlı- olarak dikkatimi çeken en önemli ayrıntı; salonun tamamını dolduran ve katılımlı ilgisiyle oyuna neredeyse eşlik eden seyirci profiliydi ki, hilafsız yüzde sekseni -bencileyin- otuz yaşının altında hayatının baharını yaşayanlardan oluşuyordu..
Sinemanın cazibesi müthiş 'rekabet'ine karşın- gençliğin bu görkemli ilgisi, her daim tiyatro sanatına ömür biçenleri tamamen susturacak güçteydi..




İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu?, 4 Ocak 2017 Çarşamba, Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde; 6 Ocak 2017 Cuma,  Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde; 11 Ocak 2017 Çarşamba, Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde izlenebilir.

Başlama saati 20:30 olan oyuna ait biletler; Biletix’ten ve sahneleneceği salonların gişesinden temin edilebilir.