23.9.15

Guruldayan Kalpler :: Kaos'un Başına Gelenler



Haliyle- fakir bir muhitte oturan, inşaatlarda çalışarak, karısı Vicdan (Algı Eke), iki çocuk ve bir kaynanadan (Tanju Tuncel) oluşan ailesiyle geçinmeye çalışan, iyi kalpli, safça ve de dürüst bir kardeşimizdir Yaşar (Necip Memili).

Gelgelelim, bu dünyada saf ve iyi olmanın, enayi yerine koyulmanın en önemli ve ilk şartı olduğunu, artık hepimiz biliyor olmalıyız..
Öyle değil mi sayın seyirciler?.

Önce inşaattaki amele arkadaşlarından, sonra da mahalle arkadaşlarından yediği kazıklarla önce işsiz, sonra da hırsız durumuna düşen Yaşar'ın kötü kaderi -bir güzel şans ve tesadüf eseri- iyiye doğru değişir gibi olacaktır..

Arkadaşlarıyla soymaya kalkıştığı yer, modern sanat heykellerinin yapıldığı bir atölye olup, sahibi de, özellikle sürrealist eserleriyle tanınan ve şu sıralarda bir büyük sergiye hazırlanan, heykelci Hülya hanımdır (Devin Özgür Çınar).

Kendi ortamında başına dert olan saflık ve dürüstlük, Hülya'nın atölyesinde bir işe yarar; hırsız olamayacak kadar doğru sözlü ve utangaç bu adama güvenen kadın -işine yarayacağını da düşünerek- yardımcı eleman olarak yanına alır onu..


Şerden hayır doğmuştur..
Soymaya girdiği mekandan bir iş sahibi olarak çıkan Yaşar'ın ve müjdeyi alan eşinin mutluluğuna diyecek yoktur..

Her sabah, tamamen farklı ve yabancı bir dünyaya geçiş yapan Yaşar, bu 'yüksek sanat' alemine çabuk alışacak; şakayla karışık da olsa, sanata ve hayata bakışında değişiklikler olmaya başlayacak, hatta ilk özgün heykelini bile yapacaktır..



Hemen itiraf edeyim; filmin özünü tarif eden, "Sanattan hiç anlamayan Yaşar'ın, modern sanatla imtihanı' mealinde bir metni okuduğumda, doğrusu çok korktum..
"Eyvah!" dedim.. sinemada, tiyatroda ve diğer komikli gösterilerde -hem de büyük bir iştahla- hep yapıldığı üzre, yine sanatla, sanatçıyla -cehaletin de verdiği bir cesaretle- 'sözde' dalga geçilecek..


Biliyorsunuz bu 'enteresan' anlayış, ülkemizde pek yaygındır..
Bir zamanlar, Picasso'nun tablosuna bakıp bakıp da, "Netekim, bunu ben de yaparım" diyen diktatörümüz bile vardı yahu..
Daha yakın dönemde, bir büyük heykelcimizin eserini 'ucube' olarak nitelendireni de gördük -çok şükür!.


Yine hemen söyleyeyim ki Guruldayan Kalpler, her görüşe, her düşünceye yer veriyor; ama, 'cahil cesareti' kaynaklı bir gerzekliğe asla prim vermiyor..

Ve bütün 'Yaşarların' bu sanata yönelik bakışlarını, kendince yaptıkları 'içten' yorumları -tüm samimiyetiyle- ortaya koyarken, sanatçı ve sanatsever 'Hülyaların' saygınlığını ve hakkını da -gerektiği kadar- gözetiyor..


Tecrübeli yönetmenlerimizden Ömer Uğur'un, senarist Caner Güler'in, alışılmış kalıplara ve sıradanlığa prim vermeyen, esprileri sağlam diyaloglarla güçlendirilerek oldukça iyi yazılmış senaryosundan beyaz perdeye aktardığı Guruldayan Kalpler, yeterince belirgin oluşturulmuş karakterleri ve de yarattığı merak duygusuyla hiç sıkılmadan izlenebilen, hem nitelikli, hem de sempatik bir komedi filmi..  


Adeta tüm filmi sırtında taşıyan, müthiş yeteneğiyle her sahnenin hakkını veren Necip Memili; oyunculuğunun gücünü zaten ezelden fark edip de kendisini en ön sıradan izlemeye koyulduğumuz, burada Memili'ye pek de güzel eşlik eden Algı Eke; her rolün altından kolaylıkla kalktığına her filminde tanıklık ettiğimiz Devin Özgür Çınar'dan oluşan ana kadronun, filmin başarısına katkısı büyük..


İlk bakışta anlamlandırılması güç, hatta olanaksız olan bir sürreal ya da soyut çalışmaya bakarken akla gelen doğru sorunun, "Sanatçı bununla ne anlatmak istiyor?" falan değil, "Ben ona bakarken ne görüyorum, ne anlıyorum ya da ne hissediyorum?" düşüncesi olduğunu, Kaos adlı heykeli hurda niyetine satın almış, cahil ama 'estetik dürtüsü etkin' hurdacının heykele bakışında açıkça görürüz..

Bu konuda önemli olan, sanat üzerine alınmış eğitim, bilgi falan değildir; görüp hissetme yeteneğinden yoksun olmamak, gayet yeterlidir..


Arkadaşının tüm ısrarlarına karşın, bu heykeli bozarak bir metal yığını haline getirmeye kesinlikle yanaşmayıp ona sahiplenen ve gözlerini eserden ayıramayan hurdacı, tam anlamıyla bir 'estetik coşku sarhoşluğu' yaşamaktadır..

Duyarsız görünen diğer hurdacı ise, filmin final sahnesinde ona gerekli cevabı vermekte gecikmeyecek; değerli ve rahmetli Dadaist sanatçımız Marcel Duchamp'ın 'unutulmaz' bir yapıtına gönderme yaparak, gönül telimizi titretecek ve de günümüzü şenlendirecektir..




Guruldayan Kalpler

Yönetmen: Ömer Uğur
Senaryo: Caner Güler
Oyuncular: Necip Memili, Algı Eke, Devin Özgür Çınar, Fırat Tanış, Uygar Özçelik, Ali Tutal, Ünal Yeter
Yapım: 2014, Türkiye, 97'

3 / 5