Ülkemizin yoksul kesiminin yaşam koşullarına oldukça paralel görünen bir Bosna-Hersek varoşunda ailesiyle var olma mücadelesi veren Nazif, müzmin hale gelmiş işsizliğine mecburen 'alışmış' vaziyette, ordan burdan hurda demir toplayıp satarak geçimini sağlamaktadır..
Çok sevdiği -ama bi o kadar da
gazabından korktuğu- karısı Senada ve iki kız çocuğuyla
kıt kanaat geçinen Nazif, Senada'nın düşük
yapmasıyla birlikte, daha da berbat bir hayat gailesinin çukuruna yuvarlanır..
Hayati tehlike içindeki
kadının acilen ameliyat olması gerekmekte, kilometrelerce yol
alarak vardıkları şehirdeki 'lanet olası' hastane ise, sigortası
olmayan bu garibanların ödemesi namümkün bir parayı
almadan kesinlikle ameliyat yapmam diye ayak diremektedir..
Daha da acilleşen ağrısıyla kıvranan karısı ve mecburen yanlarında taşıdıkları çocuklarıyla hastaneden kapı dışarı edilen; aynı uzun yolu katederek evlerine dönen ailenin reisi Nazif'in yerine kendini bi koysan diyorum sayın okuyucu..
Siz ne yaparsınız bilemem ama o -kadere boyun eğmeyi kaderleri bilmiş- yoksul çoğunluk gibi davranır ve daha çok çalışıp, daha çok hurda toplayarak, kendisinden istenen o parayı denkleştirme yolunu seçer..
O da farkındadır ya, aslında bu boşa
bir çabadır..
Olsundur..
O elinden gelenin en iyisini yapacak,
gücünün son damlasına kadar 'kader'iyle uğraşacaktır..
"Allah neden fakirlere eziyet
ediyor?" diye homurdanarak -kendince- isyan eden Nazif'in,
hastane kapısını yüzüne kapatanlara, "Bu ülke
için savaştım ben, karşılığı bu mudur?" mealinde
söylenecektir..
Oysa onun bu serzenişinin, kendi içini rahatlatmaktan başka hiçbir karşılığı yoktur, bu kahrolası düzende..
Oysa onun bu serzenişinin, kendi içini rahatlatmaktan başka hiçbir karşılığı yoktur, bu kahrolası düzende..
Ne kadar anlayacak bilemiyorum ama, ona
birileri söylemeli ki "Sana eziyet eden Allah'ın değil
Nazifciğim, o uğruna savaşarak öldürdüğün,
öldüğün devlet denen deyyustur.. Hani senin o sevgili karını ölüme
terk eden devlet var ya.. işte o!"
Ne yani..
Hastaneye her gidiş gelişlerinde önünden geçtikleri, devasa teknolojilerinin dumanını havaya umursamazca püskürten o arsız fabrikaların uğultusuyla sağırlaşan 'çağdaş dünya', görmezden gelinen hatta resmen 'hiç olmasalar çok daha iyi' denilen Nazifçik gibi 'sessiz' insanların sessiz çığlığını mı duyacaktı..
Hastaneye her gidiş gelişlerinde önünden geçtikleri, devasa teknolojilerinin dumanını havaya umursamazca püskürten o arsız fabrikaların uğultusuyla sağırlaşan 'çağdaş dünya', görmezden gelinen hatta resmen 'hiç olmasalar çok daha iyi' denilen Nazifçik gibi 'sessiz' insanların sessiz çığlığını mı duyacaktı..
Bosna-Hersek’in 2014 Oscar adayı olarak belirlenen filmin yönetmeni Danis Tanovic, belki benim -her zamanki duygusallığımla- biraz ajite ettiğim bu acı öyküyü, asla sömürmeden, ama o mağdur insanlara -bir belgesel soğukluğu da göstermeden- samimiyetle yaklaşarak anlatıyor..
Komşularıyla yardımlaşma
hasletlerini yitirmemiş, kuzinelerine atacak odunları, karınlarını
doyuracak yemekleri olduğu sürece mutlu olmayı bilen insanlar
bunlar..
Parasızlıktan kesilmiş elektriklerinin bağlanmasıyla ve tek eğlenceleri olan, ufacık evlerinin baş köşesindeki televizyonun çalışmasıyla, adeta bayram eden insanlar..
Ezelden ceberut tabiatlı devletin -dolayısıyla da bürokrasinin- kapitalizmle daha da bi acımasızlaştığını ortaya koyan film -öte yandan- aynı devletin "Ben seni korumuyorum, açıkça sömürüyorum vatandaş; kafanı kullan sen de benim açığımı bul -yakalanmadan yalnız!- işini gör" dediğini de hissettiriyor..
Bir gecekonduda yaşayan -iki kız
çocuklu- dört kişilik bir 'gerçek' ailenin kendilerini oynadığı
-daha doğrusu- epey zorlu geçen yaşantılarından bir kesit
sundukları bir yapım bu..
Tek profesyonel oyuncu kullanmadan,
'ana-baba' neyse de, onların ele avuca sığmaz karakterlere sahip
iki küçük çocuğuna hakim olarak, belgesele
çok yaklaşan bir üslupla filmini kotaran Danis Tanovic,
'Minimalist Sinema' adına iyi bir örnek ortaya
koyuyor..
Yönetmen: Danis Tanovic
Oyuncular: Senada Alimanovic, Nazif
Mujic, Sanda Mujic, Šemsa Mujic
Ülke: Bosna Hersek-Fransa-Slovenya
Dağıtım: M3 Film
3.5 / 5