Behzat Ç.’nin yokluğunda
Cinayet Büro'nun başına Himmet adında bir başkomiser
atanmıştır.
İçişleri Bakanı'nın
öldürülmesi, teşkilatta büyük bir
çalkantıya yol açınca, Himmet de bunu kendi açısından
bir fırsata dönüştürmeye karar verir ve ekibini
Terörle Mücadele'ye yardımcı olmaya yönlendirir.
İçişleri Bakanı öldürülmeden
önce Cinayet Büro ekibi, Hakkı adında bir bakkalın ve
Alman Konsolosluğu'nda görevli Hans
adında bir Almanın cinayeti üzerinde çalışmaktadır.
Alman Hükümeti, cinayete
gözlemci olarak Ulrike adında bir polisini görevlendirmiştir.
Baş komiser Himmet, bakkal ve Almanın
cinayetlerine öncelik vermez.
Tahsin de bu cinayetlere bakması için
Behzat Ç.’yi geçici olarak göreve çağırmaya
karar verir.
Ancak Behzat Ç. kararsızdır.
Adam Film’in yapımcılığında
gerçekleşen filmin yönetmeni Serdar Akar.
Filmin senaryosunu aynı zamanda
dizinin de senaristi olan Ercan Mehmet Erdem yazdı.
Çekimleri
Ankara ve Kıbrıs’ta gerçekleşen film, oldukça
etkileyici bir oyuncu kadrosuna sahip.
Yönetmen: Serdar Akar
Oyuncular: Erdal Beşikçioğlu,
Sanem Çelik, Nejat İşler, Fatih Artman, İnanç
Konukçu, Berkan Şal, Seda Bakan, Aslı Tandoğan, Serenay
Sarıkaya, Sadi Celil Cengiz, Tuğrul Tülek, Ekim Mağden, Eray
Eserol
Senaryo: Ercan Mehmet Erdem
Yapım: Adam Film
Süre: 103 dk.
Dağıtım: Tiglon
Filmin mmknmrtb notu ::
Bu filmi gidip görün
kardeşim..
"Neden, çok mu güzel bebişim?"
biçiminde saçma sapan sorular da sormayın lütfen..
Evet, sırf gişe hasılatı artsın da
-dizi ya da film fark etmez- bunun devamı bi şekilde gelsin diye böyle
söylüyorum..
'Türkiye Televizyon Tarihinin
Gelmiş Geçmiş En İyi Dizisi' ödülünü
canı gönülden sunduğum bu 'fenomen' söz konusu
olduğunda, duygusal davranmam kadar normal bir şey olamaz sanırım..
Aynı şekilde dizinin müdavimleri
için de -herhalde söylememe gerek yoktur- bu filmi
görmek, allahın emri gibidir yani..
İzlemezsen çarpılırsın bak!.
..diyerek, objektifliği dünyaca meşhur eleştirmenliğime dönecek olursam eğer, diyeceklerim şudur:
..diyerek, objektifliği dünyaca meşhur eleştirmenliğime dönecek olursam eğer, diyeceklerim şudur:
Serinin ilk filmi Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm kadar beğenmediğim bu filmde ben, 'olayın yaratıcısı' Emrah Serbes'in eksikliğini fazlasıyla hissettim..
Yanlış anlaşılmasın, dizinin
harika senaristi Ercan Mehmet Erdem'in başarısızlığına falan
değil, 'sinema filmi senaryosu'ndaki yetersiz kalışına dikkat
çekmek istiyorum..
İlk filmde daha net hissedilen o
samimiyet, gerçekçilik, kapsayıcılık ve bütünlük özelliklerindeki eksikliğin, bu filmin geneline yansıyan etkisi, üzerimde bir tatminsizlik duygusu yarattı; onu söylüyorum..
İlk filmin, Serbes'in Son Hafriyat
adlı romanından uyarlandığını göz önüne alırsak,
Emrah Serbes'ten -yeni bir filme de kaynaklık edecek- yeni bir Behzat
Ç. romanı beklemek, en doğru hareket olsa gerek..
Beynelmilel -yani ABD!- sinema
sektörünün kurallarını çok önceden bir
bir ortaya koyduğu polisiye türünün klişelerine biraz fazla
bulaşılması da iyi olmamış sanki..
Bir de Bomonti Bira'nın reklamı fazla mı
gözümüze sokulmuş ne..
Ne olursa olsun sonuçta,
kendinden bekleneni lâyıkıyla vermeye çalışan bir yapım var
karşımızda..
Ve ben onu -kâh gülerek, kâh hüzünlenerek- zevkle izledim..
Ve ben onu -kâh gülerek, kâh hüzünlenerek- zevkle izledim..
O değil de, polisin habire püskürttüğü biber
gazını bi güzel lânetleyen dostlarımızın, Taksim Gezi Direnişi'ne yönelik o şahane göndermeleri yeter yahu..
Bak Amirim ne diyor 'bizim' için, dinle: "Onlar
çatışmıyorlar ki, direniyorlar."
Adam daha ne desin?.
3.5 / 5