13.8.08

Radiohead


1990 yılların başında radyolarda sürekli çalan Creep adlı acayip 'gaz' parçalarıyla adını duyduğum, -sanırım, pek başka bir şarkısının çalınmamasından ya da 'radyokafa' ismini pek ciddiye almadığımdan olacak- arada bir piyasaya çıkan, parlayıp anında sönen gruplardan biri gibi gördüğüm bir İngiliz Rock grubudur Radiohead..

Zamanla anladık ki, bu çok yaratıcı topluluk, asla tükenmeyecek bir kaynağın mümessili olarak hep değişerek, hep şaşırtarak, hep büyüleyerek çağlayacak, bizi de peşisıra sürükleyecektir..

'Sürüklemek' lafın gelişi elbette, aslında onlarla yaşanan durum, gideceğin yerden emin olarak, zaman zaman durgun, bazen de içi içine sığmaz kıpırdanışlı bir suya gönül rahatlığıyla kendini bırakmaktan ibarettir..

Radiohead'in gitarist-piyanist-şantörü ya da çok şeyi Thom Yorke, tipi ve tavırlarıyla insanüstü bir imaj ortaya koyarak, benzersiz, etkileyici vokaliyle grubu ete-kemiğe büründüren bir fenomen şahsiyettir.. 

(Diğer elemanların da olağanüstü katkılarını gözardı etmiyoruz elbette.)

'Normal' Rock Müziği dinleyicisini oldukça zorlayan, çoğu 'deneysel' denebilecek müziklerine rağmen, oldukça büyük bir kitleye hitap edebilmeleri ise gerçekten enteresandır..